EnglishTurkish

Spor Cerrahisi ve Sporcu Sağlığı

Spor yaralanmalarına yatkınlığın belirlenmesi ve buna bağlı gereken önlemlerin/egzersizlerin düzenlenmesi ve planlanmasının yapılması.

Amatör Yüzücüler Dikkat!

Yüzme oldukça faydalı bir spor olmasına rağmen profesyonel destek almadan yapılan egzersiz ve yüzme aktivitelerinde ciddi sakatlıklar meydana getirebilir. Kas gruplarını ve Kalp dolaşım sistemini aktiviteye başlamadan ısıtmak sizleri ciddi sakatlıklardan koruyabilir. Isınma yapmadan direk aktiviteye başlamak sakatlanma riskini arttırırken aynı zamanda kalp dolaşım sisteminde de problemler yaratabilir.

Boy ve Spor

Spor ve fiziksel gelişim birbirleriyle oldukça bağlantılıdır. İlgilendiğimiz ve uyguladığımız sporun türüne göre fiziksel özelliklerimiz farklılık gösterebilir.

Örneğin toplumda da bilindiği üzere basketbol, voleybol, yüzme ve atletizm sporları fiziksel gelişimin tamamlanmadığı yaşlarda yapılırsa boy oranına etkisi bilimsel araştırmalarda da kanıtlanmıştır. Bu sporlarda yapılan egzersizler farklı olmasına rağmen örneğin; basketbol ve voleybolda sıçrama, atletizmde 3 adım atlama, 100 metre koşusu, uzun atlama, yüksek atlama vb.) gibi egzersizlerin boy uzamasına etkisi bilinmektedir.

Spor Yaralanmalarından Korunma Yöntemleri

Öncelikle türüne göre spor yaralanmaları da farklılıklar gösterebilir. Çoğu zaman bilinçli olarak yaptığımız spor esnasında, bazen de anlık gelişen durumlarda sakatlıklarla karşılaşabiliriz. Bu tip sakatlıklardan korunmada spor aktivitelerine başlamadan önce ısınma ve aktiviteden sonra soğuma egzersizleri yapmak çok önemli bir yer tutar. Aynı zamanda yapacağımız spor faaliyetinin gerektirdiği korunma ekipmanlarını mekan ve hava şartlarına uygun olarak seçmek çok önemlidir. Spor faaliyeti esnasında herhangi bir kasta zorlanma hissedilmişse kesinlikle spora devam edilmemelidir çünkü ortaya daha tehlikeli durum çıkabilir. Sonuç olarak spor yaparken profesyonel destek almak, daha önce yaşadığınız bir sakatlığın, yaralanmanın tam olarak iyileşmesi, aktivite sırasında uygun ortamın sağlanması (ekipman, ısınma vs) gibi konular bizleri hiç karşılaşmak istemeyeceğimiz yaralanmalardan büyük ölçüde koruyabilir.

Karpal Tünel Sendromu

Karpal Tünel Sendromu, el ve parmaklarımızın hareketini sağlayan medyan sinirinin el bileğindeki karpal tünelden geçerken bası altında kalması sonucunda ortaya çıkan ağrı, uyuşukluk, güçsüzlük gibi belirtiler gösteren bir hastalıktır.

Belirtileri Nelerdir?

Kısaca KTS olarak adlandıralan bu hastalık günümüzde en sık görülen tuzak sinir hastalığıdır. Özellikle meslek hayatında uzun süre boyunca tek tip el işi yapan, (Müzik aleti çalan, bilgisayarda uzun yazı işleri gerçekleştiren vb) gibi durumlarda el, parmaklar ve bilekte oluşan uyuşma, ağrı, parmaklarda oluşan yanma hissi, geceleri uykudan uyandıktan sonra el ve parmaklarda şişkinlik hissi gibi belirtiler görülmekted

Onkolojik Ortopedi

Kas, kemik ve yumuşak dokularda oluşan tümörler ya da metastaz sonucu yayılan tümör kitlelerin tanısı ve cerrahi yöntemlerle tedavisi ortopedik onkoloji bölümünün konusudur.

Tümör nedir?

Vücudumuzda bulunan bazı hücreler, olduğundan daha hızlı ve kontrolsüz büyüyerek kitle ve şişlikler meydana getirir. Bu duruma tümör adı verilir.

Kemik tümörlerinin büyük bir kısmında sebep bilinmez. Kemik tümörleri normalden hızlı ve kontrolsüz büyüyen, iyi huylu ise sadece bulunduğu kemiğe, kötü huylu ise diğer organlara da yayılabilir. Her tümör kanser anlamına gelmez. İyi huylu tümörler sadece bulundukları bölgede sorun yaratırken, kanser demek değildir. Ancak kötü huylu tümörler kanser olarak değerlendirilir.

Kemik tümörleri bulunduğu bölgede hızlıca büyüyerek, kemiğin zayıflamasına ve kırıklara neden olur. Kimi durumlarda tümörler ölümlere dahi neden olmaktadır. Bu nedenle erken teşhisin önemi çok fazladır. Kemik tümörleri, enfeksiyon, stres kırığı adı verilen durumlar ile benzer belirtiler gösterebilir. Tanının doğru konulması için mutlaka gerekl

Çocuk Cerrahisi

Çocuk ortopedisi; Ortopedi ve Travmotoloji Anabilim Dalı’nın, bebek, çocuk ve ergenlerde rastlanan iskelet ve kas sistemi hastalıklarının tanısı ve tedavisiyle ilgilenen dalıdır.

Doğumdan ergenlik dönemine kadar, bedenin gelişimi devam ettiği için, bu süreçte karşılaşılan ortopedik rahatsızlıklar, yetişkin ortopedisine göre daha farklı tanı, izlem ve tedavi yöntemleri ile takip edilir.

Deformite Cerrahisi
Deformite Nedir?

Doğuştan ya da sonradan oluşan problemlerden dolayı vücudumuzda yer alan kemiklerin, bulunması gereken şeklin dışında farklı olarak bulunması deformite olarak adlandırılır. Özellikle çocuk ve gençlerde oluşan deformiteler, ileriki yıllarda tüm yaşamını etkileyebilir. Hem doğumsal, hem de sonradan oluşan problemler için erken tanı ve zamanında tedavi, hayati önem taşır.

Deformite Cerrahisi Nedir?

Tanısı konulamayan ya da tedavi edilemeyen deformiteler kimi zaman kişinin hareket kabiliyetini olumsuz yönde etkileyebilir. Deformiteler, vücut fonksiyon ve postür bozukluğuna sebep olurken, ileri evrelerde hastanın günlük yaşam koşullarını da zora sokabilir.

Deformite tespit edilen kişilerin en kısa sürede muayene olarak gerekli durumlarda cerrahi yöntemler ile tedavi edilmeleri gerekir. Hastanın yaşı, deformitenin yeri ve durumu değerlendirilerek her hastaya özel ameliyatlar planlanır. Özellikle deformite ameliyatlarında yıllardır kullanılan yöntem İlirazov yöntemidir. Bu ameliyatlarda oluşan deformiteler ya da uzatılması istenen kemikler, halka teller yardımı ile tutturulur ve zaman ile oluşan deformiteler düzeltilir ya da kemikler uzatılır.

Deformite Cerrahisi Öncesi ve Sonrası Hakkında

Deformite cerrahisi operasyonları uzun süreçli ve bakım gerektiren ameliyatlardır. Ameliyat öncesinde mutlaka ayrıntılı tetkikler ile deformitenin yeri ve düzeltmenin yapılacağı süreç netleştirilir. Bu dönemde vücuda eklenecek implantın yeri ve türüne karar verilir ve ameliyat tüm bu süreçlerden sonra gerçekleştirilir. Ameliyat sonrası eklenen implantlar uzun süre vücutta kalabilir. Ancak hasta bu implant ile günlük hayatını devam ettirebilir. Bu adımlar tamamlandıktan sonra deformite yüksek oranda düzeltilir.

Bu derecede kompleks bir cerrahiyi gerçekleştirebilmek için geniş bir tecrübe ve tıbbi olanak gerekir. Aksi bir durumda hoş olmayan sonuçlar oluşabilir ve tedavi olumsuz sonuçlanabilir.

El Cerrahisi
El Cerrahisi Nedir?

El insan beyninin dünyaya açılan kapısıdır. Bu kapı dünya ile bağlantı kurduğundan travmalara darbelere en açık organımızdır. El işlevlerindeki en ufak aksaklık birçok görevin yapılamamasına neden olur. El cerrahisi ile, oluşan el bileği yaralanmaları, ampütasyonlar (el ve parmak kopmaları), damar, sinir, tendon yaralanmaları, el bileği kırık ve çıkıkları, karpal tünel sendromu, romatoid artrit, doğumsal bozukluklar, el enfeksiyonları, el tümör ve kanserleri, elin enflamatuar hastalıkları tedavileri yapılır.

Elin Anatomisi

Ellerimiz; iş ve günlük hayatımızdaki ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz, kimsenin yardımına gerek kalmadan hayatımızı devam ettirebilmemiz açısından vücudumuzda yer alan en önemli organlardan biridir. Ellerimizde yer alan parmaklarımız, eklemlerimiz, tendonlarımız, damar ve sinirler ile birbirine çok yakın yer alırlar.

Elimizde yer alan kemikler, elimizin sabit durmasını sağlarken, kemikler arasında yer alan eklemler ise kıkırdak dokuları sayesinde elimizin hareket kabiliyetini sağlar. Aynı şekilde elimizde yer alan kaslarda hareketi sağlayan yumuşak doku elemanlarıdır. Kasların, kemiklere yapıştığı uç uzantılara da tendon adı verilir. Bu bağlar sayesinde elimiz ile istediğimiz objeyi kavrayabilir, tutabiliriz.

Günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan ellerimiz ne yazık ki kazalar nedeniyle sıklıkla yaralanırlar. Bu tür yaralanmalarda kemikler, tendonlar, kaslar, damarlar ya sinirler zedelenebiliyor. Bu tür yaralanmalar sonrasında yapılacak cerrahideki temel amaç, elin işlevini mümkün olduğu kadar çok eski haline taşıyabilmektir.

El Cerrahisinde Sıklıkla Karşılaşılan Hastalıklar
Karpal Tünel Sendromu

El bileğimizin iç kısmında, baş parmağımızın bükülmesini sağlayan sinirlerin ve tendonların geçtiği kanallar bulunur. Bu kanalların içinden geçen sinir çeşitli nedenlerden dolayı sıkışabilir. Sıkışan sinirlerde oluşan iletim bozukluğu ise karpal tünel sendromu adı verilen hastalığa yol açar.

Özellikle 40 – 60 yaş arası kadınlarda daha sık görülen karpal tünel sendromu, el bileğini daha çok kullanan kişilerde sık görülür. Temizlik sırasında bezi sürekli sıkmak, klavye kullanmak, piyano çalmak gibi aktiviteler hastalığa neden olsa da romatoid artrit, hipotroidi, obezite, gut ve diyabet gibi hastalıklarda neden olabilir. Diyabet, sinir iletiminde bozulmalara yol açan bir hastalık olduğundan, diyabeti olan kişilerin bu hastalığa karşı daha dikkatli olması gerekir.

Hastalığa bağlı oluşan şikayetler genelde bir çok hastalığın belirtileri ile karıştırılabiliyor. Ancak ellerde oluşan güç kaybı, parmaklarda uyuşma ve karıncalanma sıklıkla karpal tünel sendromuna bağlı oluşan belirtilerdendir. Hastalığın tedavi edilmediği ileri durumdaki vakalarda ise başparmak kaslarında erime, güçsüzlük ve his kaybı görülür.

Hastalık genellikle orta seviyedeyken yakalanır. İlk belirtiler ortaya çıktığında çoğu kişi bir hastalık olabileceğini düşünmez ve doktora gitmez. Orta seviyede tanısı konulan hastalıkta öncelikle ilaç tedavisi ve fizik tedavi uygulamaları önerilir. Ancak yapılan tüm tedavilere rağmen iyileşme göstermeyen hastalarda cerrahi tedavi tercih edilir. Uygulanan ameliyatta, küçük bir kesi açılarak el içerisinden karpal tünele ulaşılır ve tünelin çatısı kesilerek karpal tünel açılır. Bazı ilerleyen durumlarda ise sinir serbestleştirilmesi yapılır. Bu sayede şikayetlere neden olan basınç ortadan kalkar. Ameliyat sonrası basınç hemen ortadan kalksa da, hastanın şikayetlerinin ortadan kalkması 3 – 6 ay arasında değişir.

Tetik Parmak

Parmaklarımızı hareketleri, kolumuzdaki kasların uç kısmında yer alan ve kasların kemiklere yapışmasını sağlayan tendonlar ince ip şeklindedir. Tendonlar, halka şeklinde dokularla çevrelenmiştir ve bu dokular çeşitli nedenlerle kalınlaşarak nodül oluşmasına neden olur. Aşırı parmak hareketiyle tendonlar bu nodülde yer alan halka içinden geçeyerek takılır, sonrasında ise hareket ile nodül halka içinden geçer ve parmak açılır. Bu duruma tetik parmak adı verilir.

Tetik parmağın ortaya çıkmasındaki en önemli neden parmakların aşırı kullanılması ve olduğundan fazla aşırı güç kullanılmasıdır. Sıklıkla bilgisayar ya da telefon kullanmak, tetik parmak hastalığına neden olabilir. Parmak ağrısı ve zonklamalar hastalığın ilk belirtilerindendir. Eğer hastalık önemsenmez ise ellerde ve parmaklarda hareket kaybına neden olabilir. Erken tanı ile birlikte elde oluşan ağrılar soğuk kompres ve fizik tedavi uygulamaları ile tedavi edilir. Ancak uygulanan tedavi ile hareketlerde rahatlama olmayan hastalık, cerrahi olarak tedavi edilir. Avuç içerisine açılan küçük bir kesi ile sıkışmaya neden olan bölge gevşetilerek rahatlatılır. Ameliyat lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve ameliyat sonrası hastalık geriler ve tekrarlama oluşmaz.

Kistik Higroma

El bileğinde kimi zaman eklemler ya da tendon kılıflarından kaynaklanan kitleler oluşur. Bu kitleler genellikle içi jel kıvamda şeffaf eklem sıvısı ile dolu kistik bir oluşumdur. Çoğunlukla el bileğinin dış yüzeyinde görülen kitleler, el bileğinin iç yüzeyinde de görülebilir. Kötü huylu olmayan kistlerin herhangi bir organa da yayılması yoktur.

Oluşmasına neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte sıklıkla klavye kullanan, dantel hobisi olan kadınlarda çok sık görülür. Boyutları değişen kistik yapılar kimi zaman ağrılara neden olarak, eklem hareketlerini kısıtlar. Bu gibi durumlarda kistik yapı takip edilerek medikal tedavi uygulanır. Ancak ağrılı ve büyük kistlerde enjektör yardımı ile jel kıvamdaki sıvı çıkartılır. Bu yöntemde kişinin bileğinde rahatlama sağlansa da ilerleyen dönemlerde tekrarlama riski vardır. Uygulanan tüm tedavilere rağmen yanıt alınamıyorsa lokal anestezi ile kist kılıfı ile birlikte çıkartılır.

Kubital Tünel Sendromu

Dirsek eklemi kol kemiği (humerus), radius ve ulna olmak üzere 3 adet kemik ve bu 3 kemiğin birbirleriyle bağlar aracılığıyla eklemleşmesinden oluşur. Bu 3 kemikten kol kemiği ulna ve radiusla eklem yapar. Ayrıca radius ve ulna kemiği kendi arasında da eklem yapar. Bu üç eklemi dirsek eklemini kabaca iç ve dışta olmak üzere 2 adet bağ yerinde tutar. Bunlar iç (ulnar) ve dış (radial) yan bağ olarak isimlendirilir. Koltukaltından gelen sinirler ön kola doğru ilerlerken dirsek ekleminde yer alan tünel içerisinde sıkışabilir. Bu duruma Kubital tünel sendromu adı verilir. Karpal tünel hastalığında olduğu gibi sinir sıkışması olan hastalıkta belirtiler karpal tünel sendromuna benzer. Ancak özellikle küçük ve yüzük parmağında oluşan uyuşma, ağrı ve his kaybı kubital tünel sendromunun belirtilerindendir.

Dirsek bölgesinde oluşabilecek sıkışma cerrahi olarak tedavi edilir. Ulnar sinirinin gevşetilmesi, bölgede oluşan sıkışmayı rahatlatır. Ameliyat sonrasında hastanın dirsek sinirini sıkıştıracak hareketlerden uzak durması, dirseğe dayalı oturma pozisyonunu değiştirmesi gerekir.

Dupuytren Hastalığı

Genellikle 40 yaş üzeri erkeklerde daha sık rastlanan dupuyren hastalığı, ortopedik olarak elleri etkileyen bir hastalıktır. Avuç içi derisinin altında yer alan fasya dokusunun kalınlaşması ile oluşur. Kalınlaşan fasya dokusu avuç içinden parmaklara doğru ulaşır ve hastalığın ilerleyen dönemlerinde parmakların avuç içine doğru bükülmeleri görülür.

Kimi vakalarda her iki eli birden etkileyen hastalık, çoğu zaman ağrı oluşturmaz. Ancak parmaklarda oluşan içe doğru bükülme, kişinin hareket kabiliyetini olumsuz yönde etkiler. Bu gibi durumlarda cerrahi tedavi ile hastanın avuç içinde oluşan fasya dokusu, damar ve sinir yapısı korunarak çıkartılır. Deri bünyesinde oluşabilecek hasarlar ise deri greftleri ile giderilir. Ameliyat sonrası hareketsiz kalan ellerin rehabilitasyonu fizik tedavi uygulamaları ile gerçekleştirilir.

Düğme İliği Deformitesi

Parmaklarda oluşan, orta eklemin düzleştirilemediği düğme iliği deformiteleri genellikle bir travma sonrası meydana gelir. Parmak üzerinde yer alan orta ekleme yakın zedelenmeler hastalığın oluşmasına neden olur. Kimi zaman romatizmal hastalıklara bağlı olarak da görülebilen hastalığın, tanısı kolayca konulur. Travma sonrası yapılacak fizik tedavi uygulamaları yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi tedavi söz konusudur.

El Kırıkları

Sürekli kullandığımız ellerimiz, bir çok işi yapmamıza yarayan organlarımızdır. Kimi zaman oluşan travmalar nedeniyle ellerimiz karşılayamayacağı güç ile karşılaşıp kırılabilirler. Özellikle düşme, ezilme ya da sert bir cisim ile çarpışma sonrası el ya da parmaklarda çeşitli hasarlar oluşabilir. İleri yaş hastalarda ise oluşan kemik erimesi el kemiklerinin daha hassas ve kırıkların oluşmasına neden olabilir.

Travma sonrası oluşan kırıklarda şiddetli ağrı oluşur ve zamanla kırık olan bölgede şişlik ve morluk tespit edilir. Kırıklarda ilk müdahale ve tedavi çok önemlidir. Tedavi edilemeyen kırıklarda kemikler, yanlış kaynama ya da kaynamama ile sonuçlanabilir. Genellikle çoğu ek ve parmak kırığı alçı ve atel gibi yöntemlerle tedavi edilir. Ancak çok parçalı olan kırıklarda, kırık uçlar birbirinden ayrılmışsa kırıklar cerrahi olarak tedavi edilir. Bazı kırıklarda çeşitli vida, plak gibi ek maddeler kullanılabilir.

El Tümörleri

Ellerimizde kimi zaman nedeni belli olmayan tümörler oluşur. Kötü huylu tümörler nadiren gözükse de sıklıkla iyi huylu tümörler gözlenir. El üzerinde ya da parmaklarda oluşan tümörler dışarıdan belli olan ve şişlikler yaparlar. Kimi zaman travma ya da yabancı cisim etkileşimlerine bağlı oluşan el tümörleri de görülebilir. Oluşan tümörler mutlaka yapılan fiziki muayenenin ardından cerrahi olarak çıkartılır. Gerekli görülen durumlarda patolojik incelemeler ile tümörün durumu tespit edilir.

Sohbete Başla
Randevu Al
Merhaba ;
Buradan randevu talebinizi ve sorularınızı iletebilirsiniz.

Op. Dr. Arda ÇINAR